Sayfalar

23 Mayıs 2014 Cuma

Aptalın Deneyimi (Mirzakarim Norbekov)


Norbekov sistemini tek kelimeyle betimlemek istesek, “neşeli bir sistemdir” demek yeterli olur sanırım.

Bazı insanların bu tip konulara, (aslında her konuya) ciddiyetle yaklaşmak gibi bir alışkanlıkları var. Her şeyi gereğinden fazla ciddiye alan bu tutum, özünde çok basit konuların da aşırı zihinsel bir çabayla ele alınması ve gerekmediği kadar irdelenmesini de beraberinde getiriyor. Çoğu zaman basit görünenin, hiç de basit olmayan önemi ve etkisi de işte bu tepeden bakan ‘proses’ sırasında uçup gidebiliyor ne yazık ki… Oysa mizah da bir ‘yol’dur. Mizahın şimşeği çaktığında zihin bir an için devre dışı kalır ve bilginin ışığı karanlıkları aydınlatır. Nasrettin Hoca gibi ustaların yolu apaçık bu iken, Sufi geleneğindeki şairlerde mizahın önemli bir unsur olduğunu da görürüz. Bu gelenekten gelen, kendini bir Sufi olarak tanımlayan Norbekov da bu yaklaşımı benimsemiş durumda. Hatta daha ileri gidiyor… Bu mizahi tutum içinde hakaretleri birbiri ardına sıralayan ‘kaba’ bir tutum içine giriyor ki istediği iletişim kurulsun. Bu iletişimi kurduğu anda da destekleyici ve sevgi dolu yaklaşımıyla okuyucunun üzerinde çalışıyor Norbekov. Böylece zihinsel kalıpları kıra kıra ilerlerken yeni bir şey inşa ediyor…

Norbekov uçlarda yaşadığı kendi deneyimlerini de aktararak, okuyucunun dikkatini daha ilk andan tekniğinin ilk ve en önemli unsuruna çekiyor: İçsel hazırlık. İşe bilinçli-bilinçsiz inançlar, kalıplar ve olumlu zannedilen tutum ve davranışların dönüştürülmesinden başlayan Norbekov, sistemini bunun üzerine inşa ediyor. Bu kısım, kendimiz hakkında (ve yolunun şifacılık olduğunu düşünenler için, şifa verdikleri kişiler ve aldıkları sonuçlar hakkında) değerli ipuçları barındırıyor.

Göz bozukluğunu tamamen giderme amacı doğrultusunda, Norbekov sistemini oluşturan özel teknikler, fiziksel egzersizler ve meditasyonlar açıklanıyor. Örneğin, “kas korsesine” ilişkin bir alıntı:

“İşte tipik mutsuz insanın davranış şeması:
Kuşkulanıyorum, inanmıyorum, umarım, vs. vs.
Sen önce:
Bana sonucu ver.
Sonra inanacağım.
O zaman keyfim yerine gelecek
Ve mutlu insana özgü “kas korsesi” bunu izleyecek.
İşte bu ölümün mantığı, kendini öldürenin, mutsuzun, başarısızın mantığı. O haklı, heeeem de nasıl haklı, kendi açısından, kendi çan kulesinden, kendi bataklığından. Ama bu bataklıkta durgunlaşmış pis kokudan başka bir şey yok!”
Kitapta özellikle göz bozukluğunun odağa alınmış olduğunu görüyoruz ama bunun sadece bir giriş kapısı olduğunu belirtmek gerekir. Teknikler diğer tüm rahatsızlıklar üzerinde de etkili olabileceği gibi bu etki fiziksel bedenle de sınırlı kalmayabilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder