Norbekov sistemini tek
kelimeyle betimlemek istesek, “neşeli bir sistemdir” demek yeterli olur sanırım.
Bazı insanların bu tip konulara, (aslında her konuya)
ciddiyetle yaklaşmak gibi bir alışkanlıkları var. Her şeyi gereğinden fazla
ciddiye alan bu tutum, özünde çok basit konuların da aşırı zihinsel bir çabayla
ele alınması ve gerekmediği kadar irdelenmesini de beraberinde getiriyor. Çoğu
zaman basit görünenin, hiç de basit olmayan önemi ve etkisi de işte bu tepeden
bakan ‘proses’ sırasında uçup gidebiliyor ne yazık ki… Oysa mizah da bir ‘yol’dur.
Mizahın şimşeği çaktığında zihin bir an için devre dışı kalır ve bilginin ışığı
karanlıkları aydınlatır. Nasrettin Hoca gibi ustaların yolu apaçık bu iken,
Sufi geleneğindeki şairlerde mizahın önemli bir unsur olduğunu da görürüz. Bu
gelenekten gelen, kendini bir Sufi olarak tanımlayan Norbekov da bu yaklaşımı
benimsemiş durumda. Hatta daha ileri gidiyor… Bu mizahi tutum içinde
hakaretleri birbiri ardına sıralayan ‘kaba’ bir tutum içine giriyor ki istediği
iletişim kurulsun. Bu iletişimi kurduğu anda da destekleyici ve sevgi dolu yaklaşımıyla
okuyucunun üzerinde çalışıyor Norbekov. Böylece zihinsel kalıpları kıra kıra
ilerlerken yeni bir şey inşa ediyor…
Norbekov uçlarda yaşadığı kendi deneyimlerini de aktararak, okuyucunun
dikkatini daha ilk andan tekniğinin ilk ve en önemli unsuruna çekiyor: İçsel
hazırlık. İşe bilinçli-bilinçsiz inançlar, kalıplar ve olumlu zannedilen tutum
ve davranışların dönüştürülmesinden başlayan Norbekov, sistemini bunun üzerine
inşa ediyor. Bu kısım, kendimiz hakkında (ve yolunun şifacılık olduğunu
düşünenler için, şifa verdikleri kişiler ve aldıkları sonuçlar hakkında)
değerli ipuçları barındırıyor.
Göz bozukluğunu tamamen giderme amacı doğrultusunda,
Norbekov sistemini oluşturan özel teknikler, fiziksel egzersizler ve
meditasyonlar açıklanıyor. Örneğin, “kas korsesine” ilişkin bir alıntı:
“İşte tipik mutsuz insanın davranış şeması:Kuşkulanıyorum, inanmıyorum, umarım, vs. vs.Sen önce:Bana sonucu ver.Sonra inanacağım.O zaman keyfim yerine gelecekVe mutlu insana özgü “kas korsesi” bunu izleyecek.İşte bu ölümün mantığı, kendini öldürenin, mutsuzun, başarısızın mantığı. O haklı, heeeem de nasıl haklı, kendi açısından, kendi çan kulesinden, kendi bataklığından. Ama bu bataklıkta durgunlaşmış pis kokudan başka bir şey yok!”
Kitapta özellikle göz bozukluğunun odağa alınmış olduğunu
görüyoruz ama bunun sadece bir giriş kapısı olduğunu belirtmek gerekir. Teknikler
diğer tüm rahatsızlıklar üzerinde de etkili olabileceği gibi bu etki fiziksel bedenle
de sınırlı kalmayabilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder