Ölümden sonra neler oluyor? Aslında
soru şöyle olmalı: Yaşamlar arasında neler oluyor?
Belki de en büyük içsel devrim,
ölümün bir son olmadığını kabul etmek olmalı. Belki hayatını cennet ve cehennem
tasvirlerine göre yönlendirenler için gerçeğin biraz farklı olduğunu anlamak da
benzer etkiler yaratabilir. Çünkü korku
ve tedirginlikle hareket etmek en büyük zaaflardan birisidir. Birçok korkunun
temelinde de ölüm korkusu yatıyor. Tanrı ile Sohbet kitabından hatırlarsınız,
aslında merak edilmesi gereken öte taraf değil. Zaten oradan geliyoruz. Aslolan
hayat. Aslolan şimdi ve burası. Yine de eğer korkumuz varsa aşmak, işimizin
korku ile değil sevgi ile ilgili olduğunu bir daha hatırlamak, hayatı dolu dolu
yaşamak için ölümün ve sonrasının irdelenmesinde yarar var. Dolayısıyla hayır, ölümle
birlikte her şeyin bitmediğini kabul edip ölüm gerçeğinden kaçınıyor olmak gibi
bir açıklama da çok basit kaçar. Yerdeniz Büyücüsü’nün dediği gibi, ölümü
reddeden hayatı reddeder. Bunun bilincinde olarak hayata, şimdiye ve buraya odaklanmamızı
sağlayacak şekilde eğilmeliyiz bu konuya. Newton’a göre bir gün hepimiz bu uzun
yolculuğu bitireceğiz ve nihai bir aydınlanma haline ulaşacağız, öyle ki orada
her şey mümkün olacak. Ama yol uzun. Kitabı okuyunca göreceksiniz ki tekâmül
her aşamada devam eden bir süreç. Kısa
vadede bitecek gibi görünmeyen, ölümden sonra da geldiğimiz bilinç düzeyine
göre, grubumuzun, rehberlerimizin eşliğinde devam eden bir süreç. Anlayacağınız
kaçış yok! Derslerimizi alacağız, dönüşeceğiz, tekâmül edeceğiz. Öyle ya da
böyle J. Bunu
şimdi, burada yapacağız. Newton’ın kitapları bunun için önemli.
Michael Newton, regresyon uyguladığı çok
sayıda danışanının ortaklaşan anlatımlarından, bir yapbozun parçalarını
tamamlar gibi, “yaşamlar arası yaşamın” kapsamlı ve ayrıntılı bir tasvirini
sağlıyor bizlere. ‘Karşılama’dan yeniden doğuma kadar tüm aşamalar, kurumlar,
ruh grupları, rehberler... Anita Moorjani’nin o çok zevkli kitabında
anlatılandan daha kapsamlı ve daha ayrıntılı bir içeriğe sahip. Yalnız spiritüel
kitaplarda yaşadığımız genel sorun bu kitapta da söz konusu, dili ve çevirisi
daha iyi olabilirdi demekten kendimi alamıyorum.
Almışken, ‘Ruhların Kaderi’ kitabıyla birlikte almanızı öneririm. ‘İkinci Yaşamın Sırrı’ kitabı da Newton
Enstitüsünde çalışan diğer terapistlerin vakalarından derlenen, regresyon
terapisiyle hayatını dönüştürmüş kişilerin hikâyelerini aktaran bir kitap.