Sayfalar

20 Ağustos 2014 Çarşamba

Holotropik Nefes Çalışması (Stanislav Grof & Christina Grof)

Bilinçdışına erişimin doğal yolu: Nefes…

Benötesi psikolojisinin kurucuları arasında yer alan Stanislav Grof’un kitapları bu yıl arka arkaya yayınlandı. Grof, halüsinojen terapinin ortaya çıktığı ilk dönemlerdeki LSD deneylerinin yanı sıra çeşitli şaman ayinleri, budist meditasyonları ya da sufi zikirleri gibi farklı mistik geleneklerin pratiklerine katıldıktan sonra bu deneyimlerini harmanlayıp olağandışı bilinç haline nefesle geçişin bir yolu olan Holotropik Nefes Çalışması’nı geliştirmiş. Sözcük anlamıyla ‘bütüne yönelen’ demek olan ‘holotropik’ nefes çalışmasının temel amacı ise algının kapılarını açıp bloke olmuş fiziksel enerjileri ve sıkışmış duyguları dışarı atarak travmaları çözmek, psiko ruhani ölüm ve yeniden doğum deneyimleriyle iyileşmeyi sağlamak.

Grof’un açıklamasına göre, insan bilincinin iki farklı modu bulunuyor. Maddi yönelimli (hylotropik) bilinç modunda, belirgin Newton’cu özelliklere sahip birbirlerinden ayrık ve farklı nesnelerin dünyasında kendimizi katı maddi varlıklar olarak deneyimleriz; uzay üç boyutlu, zaman doğrusaldır ve her şey neden-sonuç zincirleri tarafından yönlendirilir. Bilincin holotropik modundaki deneyimler ise Newton’cu dünyanın sınırlamaları ve kısıtlamalarını aşar. Doğrusal zaman ve üç boyutlu uzam neticede bir tercihtir, geçmişe ve geleceğe deneyimsel olarak erişilebilir, kendimizi aynı anda birden fazla yerde deneyimleyebiliriz, parça olmak bütün olmayı engellemez, bir şey hem var hem yok olabilir… vs

Holotropik Nefes Çalışması, bilincin olağan dışı hallerini ve holotropik nefes çalışmasına katılanların deneyimledikleri halleri belli bir kuramsal çerçeve içerisinde aktarıyor. Bu haller büyük bir çeşitlilik gösteriyor: Birliğin deneyimlenmesi, hiçliğin deneyimlenmesi, çocukluk-bebeklik anıları, doğum travması, doğum öncesi perinatal dönem anıları, hücre düzeyindeki bilincin kavranması, geçmiş yaşamlar, diğer insanlarla, arketiplerle ve hayvanlarla karşılaşma ya da onlarla birlik, mitolojik alanlara ziyaretler… vs. Kitap, çok uzun süreden beri düzenlenmekte olan seminerlerde katılımcıların deneyimledikleri tüm bu hallerin kapsamlı bir kataloğu olmanın yanında, olağan dışı bilinç hallerinde yaşanabilecek çeşitli durumlara nasıl yaklaşılması gerektiğine ilişkin bir rehber olarak da işlev görüyor.


Örnek vakalara geniş yer verilmesi ve farklı deneyimlerde nasıl hareket edilmesi gerektiğine ışık tutması bu kitabın güçlü yanları olmakla birlikte, kitabın gereğinden uzun tutulduğunu ve tekrarların bulunduğunu da eklemem gerek. Bu kitapla birlikte, Kozmik Oyun ya da Sonsuz Yolculuk kitaplarını da incelemek isteyebilirsiniz.

12 Ağustos 2014 Salı

Yaratıcı İmgeleme (Shakti Gawain)

Yapmakta olduğunuz ya da ileride muhtemelen yapacağınız birçok uygulamanın ayrılmaz bir parçasıdır imgeleme.

Binlerce yıldır spiritüel uygulamaların bir parçası olagelmiş bu teknik günümüzde spor psikolojisi gibi diğer alanlara da yayılmış durumda. Aslına bakarsanız, günlük yaşantımızda da sık sık imgeleme haline geçiyoruz. Tıpkı telkin ve hipnoz konusu gibi imgelemenin de gereğince anlaşılması, onu farkında ve bilinçli bir şekilde kullanmamızı sağlar. Yaratıcı İmgeleme, bunun için çok iyi bir başlangıç kitabı olduğu kadar iyi bir uygulama rehberi işlevi de görüyor.


Shakti Gawain, kitapta öncelikle yaratıcı imgelemenin temel unsurlarını aktarıyor. Daha sonra bolluk, şifa verme, rehberlerle tanışma… gibi çeşitli uygulama alanlarına dönük kuramsal çerçeveyi çiziyor ve bu alanlara dönük olumlama ifadelerini, meditasyon metinlerini ve diğer bazı özel teknikleri sunuyor. Kısa bölümler halinde düzenlenmiş kitapta temel ve çok önemli konular sade bir şekilde aktarılıyor. Giriş düzeyinden başlayan kitap, okuyucuyu daha esaslı konulardan haberdar ederek sona eriyor.

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Geçmişin Hipnozunu Bozmak (Dr. Bülent Uran)

Yoksa hipnoz deyince gözünüzün önüne tekinsiz birisinin elindeki saati sallarken kurbanına “uyuuuuu…uyuuuuu…” dediği bir sahne mi geliyor? Peki, günlük yaşantımızda her iki rolü de oynadığımızı biliyor muydunuz?

Bilinçdışı, muazzam güçlere sahip bir çocuk olarak nitelendiriliyor. Örneğin, karmaşık ve/veya olumsuz ifadelerden, geçmiş-gelecek zaman kiplerinden anlamıyor, ilgisiz uyaranları birbiriyle ilişkilendirebiliyor ya da ifadeleri sadece dar kapsamlı anlamlarıyla kabul ediyor. Diğer yandan bilgi bir kez kendine ulaştıktan sonra hiç yargılamadan kabul ediyor, sonsuza dek saklıyor ve her ilgili durumda da gereğini yapmaya devam ediyor. Genellikle çocukluk çağında kaydedilen ilk bilgi çekirdek inanca dönüşebiliyor ve sonraki doğrulayıcı deneyimler de bu inancı pekiştirerek, çekirdeğin etrafında kırılması zor bir kabuk oluşturuyor. İnsan çekirdek inancının doğru olmadığına ilişkin nesnel kanıtlarla yeterli sıklık ve sayıda karşılaşmazsa, geçmiş kayıtlarına sıkı sıkıya bağlı kalıyor. Yaşamımız boyunca, doğum anında, anne karnında ve hatta geçmiş yaşantılarımızda oluşmuş bu bilinçdışı olumsuz kayıtlar yaşantımızı etkiliyor. Üstelik her an bu türden yeni kayıtlara maruz kaldığımız gibi, diğerlerinde de yaratabiliyor ya da mevcutları pekiştirebiliyoruz. İşte şifa, rahatsızlıkların farkında olunmayan ya da farkında olunsa dahi çözülmeden üstü örtülüp bilinçdışına itilmiş nedenlerinin bilince getirilip çözülmesiyle oluşuyor. Bu yapılmadığı sürece, tedaviler semptom gidermekten ileri gidemiyor, rahatsızlıklar tekrar ediyor.

Bilinçdışındaki kayıtları bilince getirip yüzleşmenin farklı yolları var. Bunlardan birisi de hipnoz. Popüler imajın aksine, pazarlamadan sağlığa birçok alanda günlük yaşantımızın bir parçası olan bu mekanizmayı daha yakından tanımanın faydası var. Bu konuda bilinçlenerek, örneğin sözlerimizle bize değer verenlerde olumsuz-kısıtlayıcı kayıt yaratmamaya gayret edebilir ya da olumlama ve imgelemeyle kendimizin ve diğerlerinin durumlarını daha iyiye götürmeye çalışabiliriz.


Bülent Uran’ın kitabı bu konuya giriş için çok uygun. Bülent Uran bu kitabında hipnozun ne olduğunu, hipnoterapiyi, regresyonu ve hastalıkların kaynağı olarak bilinçdışındaki olumsuz kayıtlara ulaşılmasını ve sevgi ve affetmeyle bu olumsuz kayıtların silinmesini odağa alırken, örnek vakalara yer vererek genel kavramsal çerçeveyi de çiziyor.