Sayfalar

6 Ağustos 2014 Çarşamba

Geçmişin Hipnozunu Bozmak (Dr. Bülent Uran)

Yoksa hipnoz deyince gözünüzün önüne tekinsiz birisinin elindeki saati sallarken kurbanına “uyuuuuu…uyuuuuu…” dediği bir sahne mi geliyor? Peki, günlük yaşantımızda her iki rolü de oynadığımızı biliyor muydunuz?

Bilinçdışı, muazzam güçlere sahip bir çocuk olarak nitelendiriliyor. Örneğin, karmaşık ve/veya olumsuz ifadelerden, geçmiş-gelecek zaman kiplerinden anlamıyor, ilgisiz uyaranları birbiriyle ilişkilendirebiliyor ya da ifadeleri sadece dar kapsamlı anlamlarıyla kabul ediyor. Diğer yandan bilgi bir kez kendine ulaştıktan sonra hiç yargılamadan kabul ediyor, sonsuza dek saklıyor ve her ilgili durumda da gereğini yapmaya devam ediyor. Genellikle çocukluk çağında kaydedilen ilk bilgi çekirdek inanca dönüşebiliyor ve sonraki doğrulayıcı deneyimler de bu inancı pekiştirerek, çekirdeğin etrafında kırılması zor bir kabuk oluşturuyor. İnsan çekirdek inancının doğru olmadığına ilişkin nesnel kanıtlarla yeterli sıklık ve sayıda karşılaşmazsa, geçmiş kayıtlarına sıkı sıkıya bağlı kalıyor. Yaşamımız boyunca, doğum anında, anne karnında ve hatta geçmiş yaşantılarımızda oluşmuş bu bilinçdışı olumsuz kayıtlar yaşantımızı etkiliyor. Üstelik her an bu türden yeni kayıtlara maruz kaldığımız gibi, diğerlerinde de yaratabiliyor ya da mevcutları pekiştirebiliyoruz. İşte şifa, rahatsızlıkların farkında olunmayan ya da farkında olunsa dahi çözülmeden üstü örtülüp bilinçdışına itilmiş nedenlerinin bilince getirilip çözülmesiyle oluşuyor. Bu yapılmadığı sürece, tedaviler semptom gidermekten ileri gidemiyor, rahatsızlıklar tekrar ediyor.

Bilinçdışındaki kayıtları bilince getirip yüzleşmenin farklı yolları var. Bunlardan birisi de hipnoz. Popüler imajın aksine, pazarlamadan sağlığa birçok alanda günlük yaşantımızın bir parçası olan bu mekanizmayı daha yakından tanımanın faydası var. Bu konuda bilinçlenerek, örneğin sözlerimizle bize değer verenlerde olumsuz-kısıtlayıcı kayıt yaratmamaya gayret edebilir ya da olumlama ve imgelemeyle kendimizin ve diğerlerinin durumlarını daha iyiye götürmeye çalışabiliriz.


Bülent Uran’ın kitabı bu konuya giriş için çok uygun. Bülent Uran bu kitabında hipnozun ne olduğunu, hipnoterapiyi, regresyonu ve hastalıkların kaynağı olarak bilinçdışındaki olumsuz kayıtlara ulaşılmasını ve sevgi ve affetmeyle bu olumsuz kayıtların silinmesini odağa alırken, örnek vakalara yer vererek genel kavramsal çerçeveyi de çiziyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder