Saf ve sakin bir ışıkla yıkanmış mutlak sessizliğin ve dinginliğin hüküm sürdüğü bir haldir Samadhi. Fakat boşluk ve hiçliğe benzemez. Dağların kalbindeyken yaşadığımız görkemli sessizlik ve dinginliği andıran keskin bir uyanıklık vardır onda...
Soyut düşüncenin yurdu olan Hindistan’da doğan Budizm,
Çin’de Tao ile karşılaşır, gündelik yaşamın pratikliğini aldıktan sonra
yolculuğuna devam eder ve Japonya’da sadeliğe de kavuşarak Zen’e dönüşür. Derin
bir öğretisi olmakla birlikte gündelik hayatın içinde olunarak yürünen bir
yoldur Zen. Gizemcilikle gerçekçilik kol koladır. Ruhsallığın, gündelik ve
basit uğraşıların içinde bulunmasıdır. Bilinçli düşünme eyleminin algımızda yarattığı
kirliliğin temizlenmesiyle içimize, gerçek doğamıza yolculuk ederken, dünyanın ‘kendi
öylesiliğiyle’ görülmesidir.
Zen öğretisi genellikle ustadan öğrencisine, kısa hikâyeler
ve çözülmesi beklenen ‘koan’lar yoluyla aktarılır. Bunlar çoğunlukla alışılageldik
zihin kalıplarını çökertmek için kurgulanmıştır ve aslında öyle pek fazla lafa
da yer yoktur Zen’de. Esas olan uygulamadır. Temel uygulama ise ‘zazen’ dir
(oturarak yapılan meditasyon). Zazen ile ‘samadhi’ye ulaşılması amaçlanır. Samadhi,
kitapta aktarıldığı şekliyle “saf ve sakin bir ışıkla yıkanmış mutlak
sessizliğin ve dinginliğin hüküm sürdüğü” bir haldir. “Fakat boşluk ve hiçliğe
benzemez. Dağların kalbindeyken yaşadığımız görkemli sessizlik ve dinginliği
andıran keskin bir uyanıklık vardır onda. ”
Şimdi ve burada olmayı gerektiren Zen yolu, kılıçtan okçuluğa, bahçe
düzenlemeden çay törenine, haiku’dan resme birçok sanatla ilişkilendirilmiş ve
tüm bu sanatlar zazen’in uzantıları olarak görülmüştür. Dikkat ederseniz, tüm
bu sanatlar mutlak bir mevcudiyeti getirir, içsel gevezeliği susturur,
sezgiselliğe kapı aralar… Bu sanatlar bir yandan yola girmek isteyenler için
bir giriş kapısıyken, diğer yandan yolda ilerleyenlerin keşiflerini
yansıttıkları mecralar olmuştur.
Gündelik hayatla bu denli iç içe ve uygulamaya dönük olan
Zen hakkında kitap okuyor olmak bir parça ironik. Yine de özet bilgi edinmek
için Zen Kılavuzu çok uygun bir kitap. Zen Kılavuzu, Katsuki Sekida’nın “Zen
Training” kitabının tam da bu amaçla seçilmiş kısımlarından oluşan bir derleme.
Kitapta zazen, koan, satori, zen eğitiminin (tekâmülün) aşamalarını simgeleyen ‘Kayıp
Öküzün Peşinde’ hikâyesi ve benzeri temel konular sade bir şekilde sunuluyor.
Zen’den bahsedip İlhan Güngören’i anmamak olmaz elbette. Katsuki Sekida’nın kılavuz
niteliğindeki sade kitabının yanı sıra, Zen üzerine daha ‘akademik’ bir kitap
okumak isterseniz İlhan Güngören’in “Zen Budizm – Bir Yaşama Sanatı” kitabını
tercih edebilirsiniz. İlhan Güngören, Tao ve Zen ile aktif olarak ilgilenmiş, bu
kitabı 1977 yılında yazdıktan sonra Yol Yayınlarını kurup bu alanda kitaplar
yayınlamaya devam etmiştir. Bir diğer seçenek de Butik Yayıncılık tarafından yayınlanan, Osho’nun Zen üzerine bazı sohbetlerinin
uygun fotoğraflar ve özgün grafik düzenlemeyle bir araya getirildiği “Zen – Tarihi, Öğretileri ve İnsanlık
Üzerindeki Etkisi” kitabı olabilir.